top of page

Loca Memuru Yoksa Lütfen Zili Çalınız: Zaman İçinde Yıldız Sineması (1953-1988) Sergisi

  • Yazarın fotoğrafı: Ayça Bayrak Uluğ
    Ayça Bayrak Uluğ
  • 7 Şub 2022
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 15 Şub 2022


ree


19. yüzyılda İzmir’de sinema ve seyir


Tiyatro, konser gibi kültürel etkinliklerle daha önceleri tanışan İzmirliler, "yedinci sanat" olarak adlandırılan sinemayla tanışmak için dünyanın geri kalanı gibi 1890'lı yılları bekleyecektir. 22 Aralık 1895'te Louis ve Auguste Lumiére kardeşlerin Paris'teki Grand Café'deki gösteriminden çok kısa bir süre sonra, İzmir'deki izleyiciler de hareketli görüntüleri izleme fırsatını yakalar. İzmir’in yerel gazetelerinden Ahenk’te yer alan 10 Aralık 1896 tarihli bir habere göre, Apollon Salonu’nda her akşam 5-6 saatleri arasında “kinematograf” aleti aracılığıyla hareket halinde bulunan cisimler görücüye çıkar. Bu gösterimlerin içeriğini yine Ahenk gazetesinden öğreniyoruz: yemek yiyen bir aile, çarı Paris’ e götüren tren, dans eden bir kadın, çamaşırcı kadınlar, Paris Republique Meydanı ve dans eden çocuklar.[1]


Tarih İçinde İzmir Sinemaları isimli kitabın yazarı Oğuz Maktal'a göre Kramer Kardeşler’e ait Kordon’daki “Eksateriston” isimli tiyatro, 1909 yılında “Pathé Frères Sinematografhanesi” ismiyle İzmir’in ilk sinemasına dönüşür. Bu varsayımına temel olan, Ahenk Gazetesi’nde yer alan bir ilandır. Bu ilanla sinemanın “yeni” programının 13 Ocak 1910’da başlayacağı duyurulduğuna göre; sinema bu tarihten daha önce açılmış olmalıdır. Pathe Freres Sinematografhanesi’ni Osmanlı Sineması, Sinema Color, Teyyare Sineması, Ankara Sineması, Asri Sineması, Sinema Palas, Milli Kütüphane Sineması (Elhamra), Lale Sineması, Sakarya Sineması gibi salonlar takip eder.[2]


Türkiye sinema tarihinin önemli isimlerinden Cemil ve Tevfik Filmer Kardeşler’in yolu, yazlık bir sinema açmak üzere İzmir’e düşer. Birinci Dünya Savaşı ve Cumhuriyetin kuruluşunu takiben “İzmir'de sinema açmanın tam zamanı” diyerek İzmir’e gelen Filmer Kardeşler, 1924’te Konak’ta bir arsa kiralarlar. Bu arsada yer alan laleler, hem sinemanın ismine; hem de Filmer Kardeşlerin logosuna ilham kaynağı olur. Lale-Bahçe yazlık sinemasının üzeri önce ahşapla kapatılır, daha sonra sinema betonarme olarak yeniden inşa edilir.[3]

ree
Gökhan Akçura Arşivi'nden İzmir Lale Sineması’nın açılışında (1929) Filmer Kardeşler (Kaynak:türksineması.com Pinterest hesabı https://tr.pinterest.com/pin/387168899190938203/)

İzmir'in Türkiye sinema tarihi içinde, ülke içerisinde sinemayla ilgili ilk yazılı eserin burada basılması açısından da önemli bir yeri vardır. Brüksel Muallim Mektebi Fahri Müdürü A. Sluyi tarafından yazılan Mektep ve Sinema isimli bu kitap, İzmir Erkek Muallim Mektebi Müdürü Ahmed Hikmet tarafından Osmanlı Türkçesi’ne çevirilerek İzmir Türk Ocağı tarafından yayımlanır.[4] Yine 1920’li yıllarda Artistik Sine ve Sinema Yıldızı gibi süreli yayınlarda yer alan İzmir’de sinema hakkındaki Mazhar Necati imzalı yazılar kentteki sinema kültürünün erken dönemlerine dair çok değerli ipuçları sunar. Bu yazılardan bazıları şunlardır: İzmir’de Sinema Hayatı (1924), İzmir'de Sinema Tiryakiliği (1924), İzmir'de Film Ticareti (1927), İzmir'de Sinema Hayatı (1927). Bunlardan 1924 yılına ait İzmir’de Sinema Hayatı ismindeki yazı, İzmir Palas Sineması ve İzmir Sakarya Sinemasının fotoğraflarına yer vermesi açısından ayrıca dikkat çekicidir. Mazhar Necati’nin aktardığına göre, 1920’lerin İzmir’inde “Cuma günü işsiz olan halk -bilhassa kışın- ya sinemaya gidecek veyahut kahvede oturacaktır.” ve o dönemde sinemalar “İzmir’de her şeyin haddinden fazla pahalı oluşuna nazaran sinema duhuliyeleri (bir yere girmek için verilen para) gayet ucuzdur.”


ree
İzmir Sakarya Sineması ve İzmir Palas Sineması (Kaynak: Türk Sinema Arşivi. Necati, Mazhar. ''İzmir'de Sinema Hayatı.'' Sinema Yıldızı 3 (1924). https://www.tsa.org.tr/tr/makale/makalegoster/222/izmir-de-sinema-hayati)

1950’li yıllara gelindiğinde İzmir’de hızlı sanayileşme ve kentleşmeyle bağlı olarak nüfus artar, yerleşim yerleri genişler. Bu gelişmelerle birlikte kentteki eğlence mekanlarının sayısı da artmaya başlar. O dönem gazinolarla karşılaştırıldığında, sinemaların ekonomik olarak daha erişilebilir olması, sinemanın halk arasında popüler bir eğlenceye dönüşmesine katkı sağlar. Kentsel bir mekan olan sinemalara gitmek kentliler için önemli bir sosyal deneyim haline gelir. Dilek Kaya’nın (2019) 1951 İzmir Şehri İmar Komisyonunun Raporu’ndan aktardığına göre o dönemde kent merkeziyle birlikte Karşıyaka, Bornova, Buca gibi yakın yerleşim yerlerinde toplam 12 kapalı sinema salonu bulunmaktadır. Bu sayı altmışların ortasında sayısı 40’ı, yetmişlere doğruysa 60’ı geçer. [5]


Mavi Boyalı Sinema


İzmir’in sıcak iklimi de düşünüldüğünde açık hava sinemaları yaz aylarının en uğrak eğlence mekanları haline gelir. Yazlık Güneş Sineması’nın 1953 yılında kapalı sinemaya çevrilince Yıldız Sineması dönemi başlar. Kazmirci ailesi tarafından işletilen Yıldız Sineması, kışlık bir sinemaya dönüştürülse de özel bir mekanizma sayesinde açılıp kapatılan havalandırma pencereleriyle salonun tavanı açılabilmektedir. Yıldız Sineması’nın bu mimari özelliğinin gazete ilanlarında da ön plana çıkarılır: “Raylar üzerine oturan çatı otomatik surette açılarak yazlık sinemaya inkılap ettiği gibi, havasını daima temiz tutar.” [6] Bu eşsiz mimari özellik, 1956 yılında yeniden inşa edilen yapıda da korunur:"müteharrik çatılı Yıldız Sineması ve Tiyatrosu yeniden açılıyor”.[7] Yıldız Sineması'nın yeni yapısı, 22 Mart 1957 tarihinde İzmir Basın Mensupları Dayanışma Derneği’nin düzenlediği bir Zeki Müren konseriyle halka açılır. 1950’lerden 1980’lere Türkiye Sineması’ndaki değişim ve dönüşümlerin bir tanığı olan Yıldız, 1988 yılında kapatılır. Dış boyası yüzünden “Mavi Boyalı Sinema” olarak da adlandırılan renkli bina, bir yıl sonra farklı bir işlevle “Yıldız Spor Tesisleri” adıyla yeniden açılır.


ree
2021 yılında Yıldız Sineması binası, Ayça Bayrak Uluğ Arşivi

Mavi Boyalı Binanın bir kaç adım ilerisindeki Tarihi Bıçakçı Han, 23 Haziran – 31 Aralık 2021 tarihleri arasında “Loca Memuru Yoksa Lütfen Zili Çalınız: Zaman İçinde Yıldız Sineması (1953-1988)” isimli arşiv sergisine ev sahipliği yaptı. Kronolojik bir akış içerisinde kurgulanmış bu sergi, İzmir’deki sinema sayılarında ciddi bir artış görülen 1950-1980'li yıllar arasını döneminin en büyük ve en popüler kapalı sineması olan Yıldız Sineması üzerinden mercek altına alıyordu.


Sergi isminin merak uyandırıcı ve ilgi çekici olduğunu, izleyiciyi sergiye davet ettiğini söylersem çok yanlış bir şey söylemiş olmam sanırım. Sergi isminin ilham kaynağı, 1988 yılında kapatılan Yıldız Sineması’ndan geriye kalan bir tabela. Sergi için tercih edilen isim dahi izleyiciye Prof. Dr. Dilek Kaya tarafından “Halı saha ile sinema arasında arafta kalan bir ruh” olarak betimlenen Yıldız’a nihayet “hakettiği ilgi ve şefkatin" gösterilmeye başlandığı hissettirmek için yeterli.


ree
Sergiye adını veren loca kısmı girişindeki tabela, Ayça Bayrak Uluğ Arşivi

Yıldız Sineması’na ev sahipliği yapmış mekânda bulunan belge ve nesneler aracılığıyla bir anlatı kuran sergi, yalnızca İzmir sinema tarihinin en hareketli dönemlerine ve sinema teknolojilerindeki değişime değil, o dönemdeki toplumsal, ekonomik ve kültürel değişimlere de ışık tutmuş oluyor. Sergi yalnızca belgelere dayanan kuru bir sinema tarihi anlatısının ötesine geçerek, Yıldız Sineması’nın hafıza katmanlarını “yeni sinema tarihi” yaklaşımıyla teker teker kaldırıyor. Böylece, sergide Yıldız Sineması yalnızca film gösterilen bir seyir mekânı olarak değil, sinema çalışanları ve izleyicilerinin bakış açıları ve deneyimlerinin de dahil edildiği bir kültürel hafıza mekânı olarak ele alınıyor. Sergi tanıtım metnine göre 6 aylık bir hazırlık süreci sonunda ziyarete açılan sergi, “İzmir’de sinemanın en canlı dönemlerine tanıklık etmiş Yıldız Sineması’nın 35 yıllık serüvenini (1953-1988) yeniden kurup görünür kılmayı, toplumsal ve kentsel hafızamızın kalıcı bir parçası haline getirmeyi amaçlıyor.”


Yıldız Tozu (2019) isimli belgesel, Yıldız Sineması'na eski çalışanlarla birlikte gerçekleştirilen ziyaretle açığa çıkan anıları belgeliyor.


Sergide “sinemada gösterilmiş filmlerin orijinal ve reprodüksiyon afişlerinden bir seçki, bu filmlerin Yeni Asır gazetesine verilmiş ilanları, sinemaya gelen yabancı film tanıtım broşürleri, yerli ve yabancı film lobi kartları ve fotoğrafları, işletme defterleri, film anlaşma belgeleri ve faturalar gibi efemeral malzemeler” İzmir sinema tarihinden kesitlerle kronolojik bir akışla sergileniyor. Arşiv sergilerinin önemli bir bölümünü oluşturan efemeral malzemeyle kurgulanan kronolojik anlatı, eski sinema gişesi, film projeksiyon makineleri, sinema koltukları, film kutuları, ahşap mobilyalar ve teknik malzeme gibi üç boyutlu nesneler zenginleştirilmiş. Örneğin, sergi alanında yeniden kurgulanan büfe, sinema salonlarını salt bir gösterim mekânı olarak ele alınmasının ötesine geçerek sinema kültürüne daha geniş bir bakışı mümkün kılıyor. Yıldız’ın somut olmayan kültürel mirası da, sözlü tarih çalışması sayesinde Yıldız’a tanıklık etmiş kişilerin hafızalarından açığa çıkarılıyor. Sergi süresince Yıldız Sineması'nı odağına alan Yıldız Tozu ve Yıldız Sineması: Hatırlıyorum Sözlü Tarih Çalışması'yla birlikte Zühal Çetin Özkan’ın yönettiği 2010 tarihli Basmane'nin Orta Yeri Sinema isimli belgesel de izleyicilerle buluşuyor.



Son olarak, sergiye Yıldız Sineması’nın kendi binası değil; “mavi boyalı sinemanın” biraz ilerisindeki Tarihi Bıçakçı Han ev sahipliği yapması ayrı bir mesele. Yıldız Sineması’nı anlatan bir serginin aynı mekânda yer alması farklı görme biçimleri ve izleyici deneyimleri sunacağına hiç şüphe yok. Ancak Yıldız'ın tarihinin sinema binasının çeperinde yer alan bir mekanda açılmış olması da Yıldız Sineması’nın "güncel hafızası"yla örtüştüğünü ve sergiyi gördükten sonra izleyicide mekâna dair daha fazla merak uyandırdığını söylemek mümkün. Bina, 2020 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alındı ve Sinema Müzesi olarak programlanması planlanıyor. Müzenin ziyarete açılacağı gün, sinemanın açılır kapanır tavanına meraklı gözlerle bakmak ya da büfesinde eski günlerde nasıl lezzetlerin olduğunu hayal etmek için kesinlikle orada olacağım.

[1] Beyru,1996. [2] Maktal,1993. [3] Akçura, 2004.

Lale Sineması, https://www.visitizmir.org/tr/Destinasyon/14915 [4] Maktal,1993. [5] Kaya, 2019. [6] Ahenk,1953. [7] Ahenk, 1953.







 
 
 

Yorumlar


bottom of page